DEMOKRASİ PAKETİNE HEMEN İTİRAZ ETMEYELİM!

A.İlter TURAN

SİYASET PENCERESİ

Geçtiğimiz hafta açılan demokrasi paketi herhalde uzun süre tartışılacaktır. Sizler de izlediniz. Paket kamuoyuna açıklanmadan büyük bekleyişler yaratıldı. Basınımız paketin içinde şu da olacak, bu da olacak diye haberler verdi. Hükümet de bu havayı yaydı. Pakette sürprizler olacağını bakanlarımız söylediler. Böyle bir ortamda dünyanın en kapsamlı demokratikleşme paketi açılsaydı, yine de tatmin edici bulunmayabilirdi. Ancak, paket bir bölümü kurallara uymasa da zaten uygulanan, kapsamı sınırlı ve bazılarının demokratikleşmeye katkısı anlaşılamayan unsurlardan oluşuyor. İdarenin tasarrufunda olup, hemen uygulamaya konulacak tedbirler bir yana bırakılacak olursa, çok sayıda yasada değişiklik yapmak zorunlu. Seçim sistemi gibi bazı konularda ise seçenekler sunuluyor, bunların uzun süreler tartışılması gerekecektir. Bir seçimler dönemecine girerken, Meclis bu işlerle ilgilenecek zamanı bulur mu, hangi değişiklikler yapılır, hangileri mümkün olmaz birlikte göreceğiz.

            Bu durum karşısında ümitsizliğe kapılıp, bundan pek demokrasi çıkmaz diye üzüntülere mi kapılalım? Eğer tabiatınızda kötümserlik varsa, bu sonuca varabilirsiniz. Ama gelin Sayın Başbakanımızın bardağın dolu tarafına bakalım tavsiyesine uyalım, olanlardan iyi sonuçlar çıkarmaya çalışalım. Değerlendirmemize pakette anayasa değişikliği gerektirecek konuların yer almadığını hatırlayarak başlayabiliriz. Demokrasimizin karşılaştığı sorunların bir bölümü anayasanın değişmesini gerektiriyor. Parlamentoda anayasayı değiştirmeye yetecek çoğunluğu olmayan ve paketi diğer partilere danışmadan bir iktidardan anayasa değişikliği gerektirecek vaatlerde bulunmasını beklememiz yersiz olur. Burada eleştirilecek konu, iktidar partisinin muhalefetle birlikte çalışarak bir paket oluşturmaya gayret etmemiş olmasıdır. Ancak, kusurun tek başına iktidara ait olduğundan emin olamıyorum. İktidarımız da, muhalefetimiz de toplumun tümünü ilgilendiren, sıradan siyasa tercihi olmayan, rejimin niteliğini belirleyen konuları diğerlerinden ayırıp, onlar üzerinde işbirliği yapmayı beceremiyor.  Bu kusurun mutlaka aşılması gerekiyor.  Paket, belki bu konunun üzerine eğilmek için de bir fırsat oluşturur.

            Daha genel olarak söylenebilecek husus, paketin üzerinde çoktandır düşünmemiz gereken bazı konuları gündeme sokması, tartışmayı başlatmış olmasıdır. Bu girişim, iki fırsatı da beraberinde getiriyor. İlkin, parlamento önüne gelen tasarıların genişletilmesi, bunlara eklemeler yapılması mümkündür. Örneğin, Sayın Başbakanımız inanç özgürlüğünü ve nefret suçlarını tek tanrılı dinlerle sınırlamak temayülündedir. İnançlara tanrıtanımazlığı ve tanrısız inanç sistemlerini de eklenmesi sağlanabilir. Keza, nefret suçlarına ırk, din, renk, köken yanında farklı cinsel tercih gibi toplumsal ayrışma boyutlarının katılması da sağlanabilir.  İkinci olarak, gündem genişletilebilir. Sözgelimi Alevilerin talepleri de parlamentoda gündeme sokularak yasa tasarılarında yer alabilir ya da yerel yönetimlerin yetkilerinin genişletilmesi, merkezi vesayetin azaltılması tartışmaya açılabilir.

 

            Demokrasi paketine dönük en uygun tavır, kanımca pakete karşı tamamen olumsuz bir tavır benimsemek değildir. Kapsamı genişletmek, hükümetin tasarılarındaki eksikleri gidermek, tutarsızlıkları teşhir etmek, demokratikleşmemiz açısından kuru itirazdan daha önemlidir.  Demokrasi paketine hemen itiraz etmeyelim. 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap