YUNAN VE FRANSIZ SEÇİMLERİNİN SORUNLU SONUÇLARI OLACAK

 

A.İlter TURAN

SİYASET PENCERESİ

Yunanistan’da seçimler dün  yapıldı. Bu yazı yazılırken, oy kullanma işlemleri devam ediyordu. Dolayısıyla sonuçlara dayalı bir analiz yapılması mümkün değil. Aynı değerlendirme Fransız seçimleri için de geçerli fakat orada cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldığından kazanacak olan bir kişi, parlamentoda hangi partinin kaç koltuk kazandığı türünden çok bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıya değiliz.

 

         Seçim öncesi anketleri, Yunanistan’ın geleneksel büyük partilerinin çok zayıfladığını, bazı küçük partilerin seçim barajını aşarak Yunan parlamentosuna gireceğine işaret ediyor. Küçük partiler sağdan sola uzanan farklı eğilimleri temsil etmekle birlikte, parlamentoya girmesi beklenenler çoğunlukla uç sağda konuşlanmış, aşırı milliyetçi, hatta ırkçı partiler. Hepsi Yunan-Türk ilişkilerinde sorunlara yol açaçak öneriler yapıyorlar. Kimi Ayasofya’yı kilise yapacakmış, kimi Yunanistan ve Kıbrıs’ın münhasır bölgelerini birleştirerek Akdeniz ve Ege’den Türkiye’yi dışlayacakmış.

 

         Seçim sırasında partiler bazı aşırılıklara yönelir, seçim sonrasında işler yatışır, iktidar sorumluluğu aşırılıkları törpüler diye düşünmek mümkün. Böyle bir sonuç muhtemel mi, emin değilim. Yunanistan’da aşırı sağ eğilimli küçük partilerin yükselmesi Yunanistan’ın içine yuvarlandığı iktisadi bunalımın sonucu. Uyguladıkları sorumsuz politikalarla halkı kandırdıkları, ülkeyi felakete sürükledikleri düşünülen büyük partiler seçmen katında inandırıcılıklarını ve saygınlıklarını yitirmiş durumdalar.  Buna karşılık, yıldızları parlayan ufak partiler iktisadi sorunları aşacak ciddi programlarla, önerilerle ortaya çıkmış değiller. Hamasi sözler, dış dünyayı suçlamalar, bu arada da  Türkiye ile gerilimli ilişkileri geri getirecek teklifler, girişimler. 

 

         Seçimlerin kesin sonucu bilinmese de, Yunanistan’da kurulacak hükümetin bir koalisyon olacağı kesin. “Ulusal bir acil durum var, partizanlık yapmamalıyız,” gerekçesiyle iki büyük partinin koalisyon kurma olasılığını bir yana bırakacak olursak, kurulacak hükümetlerde bu aşırı sağcı partilerin yer alması bir zorunluluk olacaktır. Herkesi kapsayıcı bir ulusal hükümet kurulması bir başka uzak olasılıktır. İster hükümete ortak olsunlar, ister dışarda kalsınlar, Yunanistan hükümeti sağdaki küçük partilerin etkisi altında kalacaktır. Bunlar tamamen iktidarın dışında bırakılsa, güçlenmeleri söz konusu olacaktır. İktidara ortak edilseler, bu sefer hükümetler merkezi siyasi tercihlerden uzak düşeceklerdir.

 

Neler beklenebilir? İlkin, Yunanistan’da AB’ne reformlar konusunda verilmiş taahhütler sorgulanacak, Yunanistan’la Avrupalı ortakları arasındaki sorunlar artacaktır. Şayet Fransa’da da, beklendiği gibi Hollande kazanacak olursa, Avrupa’nın krizden çıkış üzerinde anlaşmaya varması muhtemelen zorlaşacaktır. Dağılma yönünde, özellikle Euro’dan ayrılma yönünde baskılar da artabilecektir.  Bu tür gelişmelerin Türk ekonomisini olumsuz etkileyeceği kesindir. İkinci olarak, gerek Yunanistan’da gerek Fransa’da yabancı düşmanlığını körükleyen akımlar, bünyelerinde önemli ölçüde Türk aleyhtarlığı taşıyorlar. Dolayısıyla, Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-Fransa, neticede Türk-AB ilişkilerinin yeni sorunlarla karşılaşması şaşırtıcı olmamalıdır. Akıl, kriz karşısında uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesini gerektirirken, muhteris politikacılar ve romantik seçmenler içe kapanmayı öngören tercihlere yöneliyolar.  AB, Fransa, Yunanistan’ın Türkiye ilişkileri zorluklara gebedir.

 

 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap