YEMEĞİNİZİ YANINIZA ALINIZ, İHTİYAÇ GİDERMEYİNİZ!

YEMEĞİNİZİ YANINIZA ALINIZ, İHTİYAÇ GİDERMEYİNİZ!

Prof.Dr.A.İlterTURAN                                      

                                                                    siyaset penceresi

 

Bilmiyorum son zamanlarda Ankara’ya otomobille gittiniz mi? Uçakların ucuzlamasından, yer bulmanın kolaylaşmsından önce otomobil seyahati sık yapılırdı, artık pek yapılmıyor. Buna karşılık Ankara otoyolu ferah, dört saatte başkentimize varıyorsunuz. orada taksilere muhtaç değilsiniz. Sonra araba ile seyahat ettiğiniz zaman güzergah üzerindeki yerleşme merkezlerindeki değişiklikleri görerek ülkenin geliştiğine şahit oluyorsunuz. Bir itirafta da bulunayım, ben uzun yolda araba kullanmaktan keyif alıyorum. Geçen hafta akademik bir toplantı için Ankara’ya gitmem gerekince, otomobili tercih ettim.

 

         Otoyol güzel. Bolu Dağı tüneli tamamlandığından,  yoldan çıkmadan Ankara’ya varıyorsunuz. Ancak sizleri uyarmak mecburiyetindeyim: Otoyol kenarındaki dinlenme tesislerine girip, birşeyler yemeğe, alışveriş yapmaya, ihtiyaç gidermeye kalkışmayın. Oralarda tam bir görgüsüzlük, bakımsızlık, çirkinlik egemen. Bolu Dağı tünelinin açılmadığı dönemde, otoyol üzerinde tesis yok gibiydi. Dağı geçmek için otoyoldan ayrılınca, herkesin gönlüne uygun tesis bulunurdu. Tertemiz, bakımlı yer sayısı az değildi. Hatırlayacaksınız, Bolu Dağı’ndaki işlerin aksayacağından çekinen esnafı başbakanımız rahatlatmak için otoyolun yanında kendilerine yer verileceğini söylemişti. Şimdilik bu pek gerçekleşmişe benzemiyor. Tam tersine, yol kenarındaki tesislerin yandaşlara dağıtılmış olduğu izlenimini edinmek pek zor olmuyor. Belki de yanılıyorumdur ama sanmıyorum. Buralara girdiğinizde köy çarşısına girmiş gibi oluyorsunuz. Restoranlarda bayat börekler, yağlı yemekler, kirli bezlerle silindiğini tahmin ettiğim masalar. Ve tabii, daha titiz temizlenmesi gerektiği aşikar olan tuvaletler.

 

         Ankara-İstanbul otoyolu Türkiye’nin bir numaralı karayoludur. Ülkemizin birçok yöresine giden trafik buradan geçerek devam eder. Böyle bir karayolunun bir vitrin olduğu aşikardır. Yolun kendisi dünya standardında. Sürücüler belki Batı’daki kardeşlerinden daha itinasızca araba kullanıyorlar ama dikkati çekecek kadar farklı değiller. Buna karşılık, servis plazaları tam anlamıyla dökülüyor. Buraları nasıl ihale ediyorlar bilmiyorum ama galiba ihaleyi kazananları hem bir görgü sınavından hem de görgü kursundan geçirmemiz gerekiyor. Bunu yapmadığınız zaman, servis plazası işletmeciliği, bakım ve temizlik dahil, her yönüyle islaha muhtaç bir görünüm alıyor. Biz seyahat eden vatandaşların bunu hakkettiğimizi zannetmiyorum. Türkiye’de birçok modern, temiz, bakımlı yol kenarı tesisi var, dolayısıyla bu işler bilinmiyor diye bir mazeretimiz olamaz. Otoyolda ise bu işi yapamamışız. Bu tesislere belirli standart getirmek, sık sık denetlemek, bu işi başaramayanları ayıklamak gerek. Şu anda denetleyici bir kuruluş var mıdır, varsa kimdir, nasıl bir denetim yapmaktadır, kurala uymayanlar karşısında yaptırım gücü nedir? Bu soruların yanıtını bilmemekle birlikte, varsa bile sistemin işlemediği konusunda sizi temin etmek isterim.

 

         Şu anda otoyol plazalarında pespayelik hakimdir. Siz siz olun, Ankara-İstanbul otoyoluna çıkarken yemeğinizi yanınıza alın, yolda ihtiyaç gidermeyin. Hem otoyolun keyfine varırsınız, hem de kente varınca önce temiz bir tuvalete gider, sonra da keyfinizce bir yemek yersiniz.

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap