HUKUK VEREMEDİK, KANUN VERELİM

 

Prof.Dr.A.İlter TURAN

SİYASET PENCERESİ

Hepimiz izledik. Özel yetkili bir savcımız, Başbakanımızın bilgisi dahilinde Oslo’da PKK temsilcileri ile görüşme yürüten eski MIT başkanı, yardımcısı, ve o dönemde başbakan danışmanı olan halihazırdaki MIT Başkanı hakkında soruşturma açtı. Devletin üst kademelerinde, güvenlik konularında başbakanın bilgisi dahilinde görev yapan memurlar hakkında soruşturma açılması, ifade vermeye davet edilmeleri, gelmezlerse zorla getirilmelerinin istenmesi, haklı olarak yadırgandı. Bildiğiniz gibi, kanuna aykırı olanlar istisna edilmek kaydıyla, devlet memurlarının amirlerinin talimatlarını yerine getirmeleri esastır. Aksi takdirde devlet işlemez duruma düşer.

            Biliyorsunuz ama tekrar etmenin sakıncası yok. Kanunlarımız, görevlerinin ifası çerçevesinde suç işledikleri iddia olunan memurların yargılanması için amirlerinden izin alınmasını amirdir. Ancak terör ile mücadele etmek için kurulan özel yetkili mahkemeler ve özel yetkili savcılıklar açısından, bir takım istisna hükümleri dolayısıyla, bu sınırlama kaldırılmıştır. Eski ve mevcut MIT başkanlarının sorgulanmasına cevaz veren de bu istisna hükümleridir.  Yine bildiğiniz gibi, bu hükümler daha önce çok sayıda kamu görevlisinin, özellikle silahlı kuvvetler mensubunun sorgulanması, gözaltına alınması ve tutuklanmasının dayanağını oluşturmuştur.

            Hükümetimiz, daha önceki gözaltılar ve tutuklamalarla ilgili olarak herhangi bir rahatsızlık veya telaş sergilemedi. Sabırlı olunmasını, yargının sonucunun beklenmesini tavsiye etti. Genelde yürümekte olan bir yargı süreci için bu tavır doğru bulunabilirse de, bir yasa sürekli sorunlu sonuçlar doğuruyorsa, düzeltilmesi gereğinin tartışılması doğaldır. Yasa değiştirilebilir de. Önemli olan, yasanın istenmeyen sonuçlar doğurduğuna hükmedilmesidir. Hükümetimiz böyle bir hükme varmamış olacak ki, hukukçuların, basının, muhalefetin, hatta dış dünyanın ısrarla ifade ettiği endişelere karşı kayıtsız kaldı, ta ki MİT başkanının eyleminin özel yetkili yargı kapsamına girmesine kadar.

            Bir hafta içinde MİT kanununda değişiklik parlamentodan geçirilerek yasalaştı. MİT başkanının sorgulanması, gözaltına alınması imkanı böylece ortadan kaldırılmış oldu. Karşımıza çıkan durumun pek hoş olduğunu söyleyemeyiz. Kolaylıkla, hükümetin beğendiği, kendisine yakın hissettiği bir bürokratı kurtarmak için kanun çıkarma operasyonu düzenlediği kanaatine varılabilir. Hukuk herkese eşit uygulanacak yasa değişikliklerine cevaz verir. Bu ilkeden uzak düşen kanun yapabilirsiniz ama hukuka uzak düşmüş olursunuz.

            Aslında sorun MİT başkanının savcılık tarafından sorgulanması, evinin aranmaya kalkışılması değildir. Bunun sakıncalı olabileceğini peşinen belirttim. Sorun, olanlara imkan tanıyan hukuk yapısındadır; özel yetkili yargıya imkan veren TCK maddelerinden kaynaklanmaktadır. Buna karşı kayıtsız davranmak, ancak kendinizin işine gelmediği durumlar ortaya çıkınca esip gürlemek, sıkıntılı durumları gidermek için jet süratiyle yasalar çıkartmak, bana biraz “pantolon veremedik, gömlek verelim diyen satıcıyı hatırlatıyor. Tek farkımız, biz “Hukuk veremedik, kanun verelim” diyoruz. Halbuki vermemiz gereken hukuk. Kanun vermeyi, hukuku esirgemenin aracına dönüştürürsek, demokratik hukuk devleti vasfımız giderek zayıflar. Maalesef öyle de oluyor. Bunun arzulanmadığını düşünmek isterim.

 

 

 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap